Ana içeriğe atla

Sakin Bir Avrupa Şehri : Pecs


Pecs pek çoğumuzun varlığından bi'haber olduğu, değeri pek bilinmeyen Avrupa şehirlerinden bir tanesi. Ben de eşimin bir iş seyahati sebebiyle onunla birlikte bu güzel şehri görme imkanına sahip oldum. Pecs çok sessiz, sakin, huzurlu bir şehir. Gezilecek, görülecek çok yer var. Çok zengin bir kültürel mirasa sahip. Zaten 2010 yılında Avrupa kültür başkentlerinden biri olarak seçilmiş. Macaristan'a gidenlerin çoğu doğal olarak başkent Budapeşte'yi tercih ediyor ama vakti olanlara ya da farklı rota arayışında olanlara Pecs'i de görmelerini şiddetle tavsiye ederim.

Pecs küçük bir şehir ve yürüyerek her yeri gezebiliyorsunuz, burda geçirdiğim dört gün boyunca hiç toplu taşıma ya da taksi kullanma gereği duymadım. Pecs 15.yy'ın ortalarından itibaren yaklaşık 150 yıl boyunca Osmanlı hakimiyeti altındaymış. Günümüze kadar korunmuş bu döneme ait pek çok camii, hamam, türbe gibi yapıları şehri gezerken görmeniz mümkün. Pecs'i kültür başkenti yapan en önemli yapı da erken Hristiyan döneminden kalan nekropol. Bu kalıntılar 2000 yılında UNESCO Dünya Miras Listesi'ne girmiş. Gideceklere kolaylık olması için kısa kısa gittiğim yerleri anlatmaya çalışacağım.


                   




KİRALY UTCA: Pecs'in en ünlü ve hareketli caddesi. Tabi hareketli dediğime bakmayın çok fazla beklentiniz olmasın,burası çok çok sakin bir şehir. Özellikle gündüzleri sokaklar çok boş oluyor.Sadece yaya trafiğine açık olan caddede cafe ve restaurantlar bulunuyor. Kiraly 21 cadde üzerinde cafe-resturant-bar karışımı bir yer, burdaki burgerleri tavsiye edebilirim. Ülkemize göre yeme-içme fiyatları da çok uygun.


                                                      Kiraly Caddesi





                                              Kiraly Caddesi'nde bulunan Opera Binası



SZECHENYİ TER: Kiraly caddesinin sonundaki büyük meydan. Bu meydan üzerinden ayrılan caddelerden tüm şehri gezebiliyorsunuz. Pecs'in kalbi diyebiliriz Szechenyi Meydanı'na. Bu meydanda Gazi Kasım Paşa Camisi'ni görebilirsiniz.


                                                 Szechenyi Meydanı'nda bir görünüm


MOSQUE OF PASHA GAZİ QASSIM: Günümüzde kilise olarak kullanılan Gazi Kasım Paşa Camii 15.yy'da Osmanlı İmparatorluğu döneminde inşa edilmiş. 1702 yılında minaresi yıkılarak kiliseye dönüştürülmüş. 1000 forint karşılığında içini gezebilir, döneme ait bilgilendirici videoları izleyebilirsiniz. Szechenyi meydanındaki bu yapıyı gece ışıklandırması ile de görmenizi tavsiye ederim.


                                                  Paşa Gazi Kasım Camii



                                                            Paşa Gazi Kasım Camii içi


                   
                                          Caminin kubbesinin içeriden görüntüsü


KAPTALAN UTCA: Szechenyi meydanından yukarı doğru çıktığınızda sizi Kaptalan caddesine yönlendiren tabelalar göreceksiniz zaten. Bu caddede genellikle müzeler ve okullar var. Biz ekim ayı sonunda gittiğimiz için çok güzel sonbahar manzaraları ile karşılaştık. Çok fotografik bir cadde. Kesinlikle görülmeye değer.

                   






ZSOLNAY MUSEUM: Köklü bir aile olan Zsolnay ailesi 1863 yılında Pecs'de bir seramik fabrikası açmışlar müzede de çoğunlukla dünyanın çeşitli yerlerinden ve sanatçılarından seramik eserler bulunuyor.





                                           Zsolnay Müzesi'nin bahçesinden bir görüntü





CELLA SEPTICHORA VISITOR CENTRE: Erken Hristiyanlık ve Geç Roma dönemlerine ait mezarlıklar, mimari kalıntılar ve freskleri görebilirsiniz. Girişi 2500 forint olup bilet 200 m ilerideki Erken Hristiyanlık dönemine ait mezarlığa girişi de içerir.




EARLY CHRISTIAN MAUSOLEUM: Peter and Paul mozolesi olarak da anılan bu mezarlıkta bulunan freskler etkileyici güzellikte.




PECS CATHEDRAL: Şehrin en büyüleyici yapılarından biri olan yapı kesinlikle görülmeye değer.


                                                      Pecs Kathedrali


ZSOLNAY CULTURAL QUARTER: Zsolnay ailesinin şehre kattığı değerlerden biri olan bu kültür merkezinde güzel sanatlar üniversitesi, tiyatro, parklar, restaurantlar, cafeler, müze ve sergiler bulunuyor. Buraya giderken kesinlikle parkın içinden yürüyerek caddeyi geçmenizi tavsiye ederim zira sonbahar manzaraları şahane idi. Zaten turist olarak gezdiğim şehirlerde en imrendiğim şey şehir içindeki devasa parklar oluyor genellikle. Bizim ülkemizde pek rastlayamadığımız bir güzellik ne yazık ki..




PECS SYNAGOGUE: Şehirde görebileceğiniz güzel yapılardan bir tanesi. Ayrıca çok yakınında Arkad isminde büyük bir alışveriş merkezi de var. Yemek yiyebileceğiniz restaurantlar ya da cafeler de bulabilirsiniz burada.


                                                                 Pecs Sinagogu

JAKOWALI HASSAN PASHA MOSQUE&MUSEUM: Bu camii Osmanlı zamanından hasar görmeden kalan nadir yapılardan bir tanesi. Günümüzde hala camii olarak kullanılıyor. Sokullu ailesinden gelen Jakovali Hasan Paşa tarafından yaptırılmış. 1000 forint karşılığında caminin içini gezebiliyorsunuz. Girişte bilgilendirici yazılar da var. Caminin içinde her tarafı aynalarla kaplı bir bölüm var. Türkiye tarafından restore edilmiş. İlginç bir deneyimdi gerçekten hiç böyle bir şeyle karşılaşmayı beklemiyordum. İbadet edilen kısım ise oldukça bakımsızdı. Yolunuz düşerse gidip bir de kendiniz görün derim.



                                     Jakovalı Hasan Paşa Cami



                             Jakovalı Hasan Paşa Camisinin içinde bulunan sergi kısmı


MEMİ PASA FÜRDO: Memi Paşa Hamamı cadde üzerinde bulunan kalıntılardan ibaret sadece herhangi bir koruma yok ne yazık ki bu yüzden biraz çöplüğe dönmüş. Ama yine de Evliya Çelebi'nin 500 yıl önce burada hamama geldiğini düşünmek etkileyici.



                                                   Memi Paşa Hamamı


Bunlar benim gezip gördüğüm yerler fakat bunlar dışında Victor Vasarely Müzesi, Tivador Csontvary Müzesi, Bishop's Palace gibi daha pek çok gezip görülecek yer var. Bunun dışında otel olarak Corso Hotel'i tercih ettik ve gayet memnun kaldık. Akşam yemekleri için Kiraly caddesindeki Replay ve Kiraly21, Buza (Ter) meydanında Piazza del Grano gidip memnun kaldıklarımızdan. Size bir diğer tavsiyem de telefonunuza çevrimdışı çalışabilen Macarca sözlük indirmeniz (mesela google çeviri) çünkü gerekli olduğu durumlar olabiliyor. Aynı şekilde çevrimdışı haritalar da hayat kurtarıyor. Bu her gezi için geçerli bir durum tabi.

Umarım size Pecs ile ilgili biraz olsun fikir verebilmişimdir.


Bir sonraki yazıya kadar renkli kalın, tatil planlarınız hiç bitmesin (:


                                                                                                                        Ekim 2016

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bir Cruise Hikayesi : Harmony of the Seas

Bu yazımda eşimle birlikte çıktığımız cruise seyahatimizde deneyimlediklerimi ve nacizane tavsiyelerimi yazıyorum. Gittiğimiz şehirlerle ilgili tüyoları başka bir yazıda anlatacağım. Uzunca zamandır gitmek için gün saydığım bir haftalık cruise seyahati göz açıp kapayıncaya kadar geçip bitti bile. Henüz anılar tazeyken başkalarına da faydalı olabileceğini düşündüğüm bilgi ve deneyimlerimi paylaşmak istedim. Çünkü ben seyahate gitmeden önce yaptığım araştırmalarda işime yarayabilecek yazıları ne yazık ki tam anlamıyla bulamadım. En başından şunu söyleyebilirim ki bizim asla unutamayacağımız bir seyahat oldu. İmkanı olan, düşünen, kararsız kalanlara kesinlikle tavsiye ederim. Tabi artı ve eksi yönlerini bu yazımda anlatıyor olacağım.Şimdi gemiden bahsetmek istiyorum. Bizim seyahat ettiğimiz gemi Royal Caribbean firmasına ait olan Harmony of the Seas idi , ki kendisi şu aralar dünyanın en büyük yolcu gemisi ünvanına sahip. 6500 yolcu kapasitesi ve 2000 kişilik mürettebatıyla adeta yüz

Bir Kapadokya Masalı: Sacred House

Kapadokya ile ilgili eminim ki çok yazı yazılmıştır.  Dünyada eşi benzeri olmayan bir doğa harikası olduğundan kimsenin şüphesi yok tabii ki. Ben daha farklı bir deneyimden söz etmek istiyorum, bir otel deneyimi.. Elbette herkesin tatil anlayışı farklıdır, kimisi için otel odası sadece bir yataktan ibarettir, fazla detaya takınılmaz , önemli olan doğayı, turistik bölgeleri gezmektir. Pek tabi hepimizin asıl amacı yeni yerler görüp, deneyimlemek ama kalacağımız otel de bize ayrı bir heyecan katsa fena olmaz mı? İşte benim gibi bütçesi elverdiğince farklı otel arayışında olanlar için Ürgüp'te bulunan Sacred House mükemmel bir seçenek. 22 odalı butik bir otel olan Sacred House aslında 250 yıllık bir Rum konağı. Bu bile insanı biraz ürpertmiyor değil.. Kimbilir bu odada daha önce kimler yaşadı diye düşünmekten kendinizi alıkoyamıyorsunuz. Sacred House'da her yer ince ince düşünülmüş detaylarla dolu. Otele girdiğiniz andan itibaren kendinizi başka bir zaman diliminde yaşıyor